29/05/2012Sabah balıkçı teknelerinin patpatlarıyla güzel bir sabaha uyanıyoruz. Bugün hava dünün aksine yine açık. Kahvaltı da Ahmet kaptanın hazırladığı peynir ve zeytin salatası var. Hava ve bu güzel kahvaltı ile birlikte keyifler yerinde. Kahvaltının hemen ardından foto-kapanları kuracağımız mağaranın yolunu tutuyoruz. Serdar mağaranın girişinde bekliyor, Meltem ve Ali cihazları kurarken Ezgi fotoğraf çekiyor. Mağarada en az iki farklı tür yarasa olduğunu düşünüyoruz. O yüzden de ilk bulduğumuzda adını yarasalı mağara koymuştuk. Bu mağarada daha önceleri de foto-kapan kurduğumuz için altlıklar hazır. Ancak bu mağaranın da tavanı yumuşak malzemeden oluşuyor. İlk foto-kapan kurulurken eski istavroz yerinden sökülüyor ve yenisini takmak zorunda kalıyoruz. Bu mağaraya iki farklı model foto-kapan kuruyoruz. Bir tanesi ilk kez kullanacağımız bir cihaz olduğu için her zaman kullandığımız modellerden de birini takıp işimizi garantiye almak istiyoruz. Yeni cihaz önce çalışmıyor. Bir önceki gün Lamas’ta yaptığımız ayarları yeniden yapmak zorunda kalıyoruz. Hemen takıp çıkarız diye düşündüğümüz mağaradan ancak bir saat sonra çıkabiliyoruz. Mağaranın ev sahibi yarasalar da bu uzun ziyaretimizden duydukları rahatsızlıkları kafamıza yaptıkları yakın sortilerle anlatmaya çalışıyorlar.
Bu mağarada işimiz bitince Üçadalar’daki diğer bir mağaraya geçiyoruz. Bu mağarada daha önce foto-kapan ile izlediğimiz mağaralardan. O yüzden işimiz çabuk bitiyor. Bu arada Serdar’da aldığımız bir istihbaratı değerlendirip ada etrafından kısa bir dalış yapıp 18 metreden girişi olduğu söylenen bir mağarayı arıyor. Ancak mağara bizim aradığımız cinsten çıkmıyor. Üçadalar’daki işimiz bitince geceyi geçireceğimiz Alanya’ya doğru yola koyuluyoruz. Yaklaşık 9 saatlik yolumuz var. Hava seferin başından bu yana hiç olmadığı kadar güzel. Ne sıcak ne soğuk. O yüzden herkes bir köşeye çekilip güneşin ve denizin keyfini çıkartarak tüm hafta boyunca yaptığımız uzun ve soğuk yüzme – tarama çalışmalarının yorgunluğunu atıyor. |
Sefer Günlüğü |