Sefer Günlüğü

26/05/2012

Yörük Ramazan’ın bulunduğu Aperlai yakınındaki koy çok güzel ancak gece çok çiğ yağıyor; sabah uyku tulumları gece yağmur yağmışçasına ıslak. Ancak bugün bize katılacak olan Sevgi’nin şansına hava rüzgarsız ve güneşli. Bugün en çok istihbarat gelen İç Adayı tarayacağız. Burası çok akıntılı ve derin olduğunu söyleyerek biraz gözümüzü korkuttular. Adaya vardığımızda iki ekibe ayrılıp kıyı boyunca yüzmeye başlıyoruz. Ancak iki ekip buluştuğunda hayal kırıklığına uğruyoruz. Ne akıntı var ne de mağara. Adanın geri kalanını taradığımızda sonuç aynı. Ardından Sıçak burnunun geri kalanını tarıyoruz. Orada da mağara yok ancak çok harika bir koy buluyoruz. Koyda biraz mola verip Ahmet kaptana kaya koruğu topluyoruz. Artık Kekova’nın tamamını taradığımızda mağaralara foto-kapanları yerleştirmeye başlanmanın zamanı geliyor. Öğle yemeğinden sonra Ali, Meltem ve Özge ilk gün bulduğumuz ve adını Tur Mağarası koyduğumuz mağaraya gidip iki tane foto kapan yerleştiriyor. Bu kapanlara fokların yakalanması pek olası gözükmüyor, çünkü bizim cihazları kurmak için mağarada kaldığımızı kısa süre içinde bile mağaranın içine kadar iki koca tur teknesi ve üç bot giriyor. Mağaranın hemen ağzına kadar gelip burnunu mağaradan içeri sokmaya cesaret edemeyenleri saymıyoruz.  

Mağarada işimiz bitince Üçağız’a alışveriş için dönüyoruz. Bu arada Gülfem’in Üçağızlı arkadaşı Zeynep ile karşılaşıyoruz. Bize bugün tura çıktıklarında Karaadalar civarında kocaman bir fok gördüklerini müjdeliyor. Hem de Mertkan’ın bulduğu bir mağaranın yakınlarında.Bu akşam yine mangal var. Mertkan bize tavuk pişiriyor. Sadece o da değil. Ahmet Kaptan Mersin’den getirdiği ahtapotlarla harika bir pilav yapıyor. Gece Sevgi’yi çadırına bırakmak için orman içinden yürüdüğümüz yolda bir ara bir hırıltılar kopuyor. Fenerlerimizi gürültünün geldiği yöne doğrulttuğumuzda bir gün önce üstümüze atlayıp gözümüzün içine kadar yalayan ve o andan itibaren de bizi dost belleyip peşimizi bırakmayan Cesur’un isminin boşuna verilmediğini anlıyoruz. Biraz sonra geçeceğimiz çalılık alandaki 2 domuzu önüne katmış kovalıyor. Sevgi ile tekrar görüşmek ümidiyle vedalaşıp teknemize gidip, Aperlai’de parlayan yıldızlar altında keyifli bir uykuya geçiyoruz.

Sefer Günlüğü