23/05/2012Bugün sert lodos eseceğini biliyoruz; ancak sabah uyandığımızda hava sakin. Kahvaltımızı hızlıca yapıp hemen botlara atlıyoruz ve Yarımadanın güney kıyısını taramaya başlıyoruz. Hava bozmadan iki ekip 5 km yüzüyor; ancak lodos bastırınca yarımadanın güneyinde devam etmek mümkün değil. İç tarafa geçiyoruz. James boat koyun kara tarafını, diğer botta Kekova adasının kuzeyini tarıyor. İki ekip de kayda değer bir mağara bulamıyor. Öğle saatlerinde hava da artık denizde durulamayacak hale geliyor. İki bot buluşup Üçağız’da bekleyen Lamas’a dönüyoruz. Öğle yemeği akşamdan kalan çiğ köfteler ve domatesli makarna. Yemekten sonra botla Üçağız koyunun batısını tarıyoruz. Zaten mağara olmasını beklemiyoruz ama yine de aklımızda kalmasın istiyoruz. Bu çalışmada ve aynı yöntemi uygulayarak başka alanlarda yaptığımız fok çalışmalarında özellikle bölgenin tamamını yüzerek taramaya özen gösteriyoruz. Tüm mağara ve mağara benzeri oluşumların envanterini çıkartıyoruz. Bu özellikle bize yardım etmek isteyenlerden gelen mağara tariflerinin değerlendirilmesi açısından önemli. Bize genellikle üç türlü mağara tarifi geliyor. İlk grup herkesce bilinen, tekne ile geçtiğinizde görebildiğiniz suüstü girişli mağaralar. Bu mağaralar ilgi çektiği için tekne turu düzenleyenlerin daimi uğrağı oluyor. Tüm gezi tekneleri bu mağaralara girmeyi turun bir parçası haline getiriyorlar. O yüzden de turizm dönemi boyunca bu mağaralarda foka rastlamak neredeyse olanaksız. Diğer mağaralar ise fokun girmesine bile uygun değil. Foklar genellikle beslenmek amacıyla bazı alanları daha sık kullanıyorlar ve beslendikleri alanlarda da daha çok gözleniyorlar. Bu nedenle çok gözlendikleri alanlarda ille de mağarası olması gerekmiyor. Ancak fokun bir bölgede sık gözlenmesi yuvasının da orada olabileceği şeklinde yorumlanabilmekte ve bölgedeki kovuklar fok tarafından kullanılmasa da fok mağarası olarak bilinmektedir. Bizim esas ilgilendiğimiz ise sualtı girişli, insanların dikkatini çekmeyen ve dolayısı ile de rahatsız etmeyen mağaralar. Bu mağaraları bulabilmenin tek yolu ise tüm kıyıyı santim santim yüzerek taramak. İşte bu yüzden günde herkesin ayrı ayrı 5-6 saat yüzdüğü oluyor. Biz yüzerken Lamas ekibi de Üçağız iskelesine bağlı bekliyor. Bu arada da gelip geçenlerden istihbarat topluyorlar. Bazıları yakın zamanda gözlenen foklar, mağaralar hakkında bizim işimizi kolaylaştırabilecek ntelikte bilgiler. Bazıları ise eğlenceli. Meseala bugün gelen balıkçının biri teknemizin orasını burasını yokladıktan sonra teknemizin sağlam olduğunu ancak bu haliyle “dilek ağacına” benzediğini söylüyor. Sürekli ıslak giysi ve eşyalarla dönen ekipler eşyaların bir an önce kuruması için sağa sola asıyor. Bu da limana yanaştığımızda pek de hoş olmayan görüntüler sergilediğinin farkındayız ve bu konuda yapabileceğimiz pek bir şey yok; ama dilek ağacına benzetilmek... Bugün akşam yemeği Ali Hoca ve Meltem’den. İkisi bizim için çok güzel bir tavuk yemeği hazırlıyor. Bütün gün deli gibi esen lodos hepimizi sersem ediyor ve yemeğin tatlı etkisi bugün erken uykuya dalıyoruz. |
Sefer Günlüğü |